Hepimiz ne kadar yapılıyorsak

O kadar yerinden oynuyoruz

Kaldırım taşları bu yüzden vardır


Yapılımın hatırlattığı bozucu güç

Yaratımın eriştiği döngü

Önümüzden geçen deli ceketlidir


Kurumlara karşı haykırışları

Çığı çeken çığlıkların çınlaması

Keşif izindeki

Her şeyin kara delikliliği

Şeylerin hepsi deliklerin en karasıdır

Onların gerisindeki her şey

Yamalanmış karacık delikleridir


Ruhumuz meydanlarda

Sergi zekatına sergileniyor

Zekat kapitalin yağıdır

Ruhumuz ballanıyor sanıyoruz

Ruhunu kaybetmiş bir insan yasıyken


Yastan öyle gözü dönmüş ki

Gözlerimiz akıyor bu zamana

Fosilleşiyoruz öte zamanların

İsimsiz mezarlarında

Yavaş yavaş kaplayan bir kehribarın

Koruduğu o izler bütünündeki yabancılık

Karanfiller kaplı mezarın gelenekselleşmiş

Al yıldızının dönen gezegeni

Al bir karanfil içi

Kehribar sarısı güvercindi

Beklediğim aitliğin değmez kanadındaki körlük

Her deliğin topraksallaşmış karanlığıydı