Uyuyalım.

Her şey tamam demek gibi rüya.

Kırılmaktır sertleştiğin yerden sonra,

Hem biz orada bir yerlerdeyiz,

Değil miydik?

Uyuyalım bu gerçeği,

Eğer başka bir yolu yoksa.


Küsüyorum.

Çünkü çocuk ölüyorum tüm kirlerimle,

Sonra bir bulutu alıp sevmek birden,

Sonra kirlendiğin yeri paklamak niye?

 

Bunlar orda bir yerlerdeydi Allah’ım.

Geçip gidişlerinde bile bir endam vardı.

Sen vermişsin diye bunları bana,

Bir yerlere koyuyordum denizi.

Sonra bir şehir kuruluyordu hemen,

Paslı jiletler parlıyordu dillerinde.

Bir alev topu gibi vodkalanıyordum birden.

Sonra sıkışıp kalıyorum o hayatın içinde.

Hep beni bekliyor diye evde annem,

Ellerim bir yabancı kokuyor her gece.

Ellerim bir yabancı.

Yüzüm bir yabancı.

Tüm bedenim bir yabancı kokuyor,

Bütün gün evde beni bekliyor diye annem.

Artık her yere geç kalıyorum.

 

Uyumayı bilmediğim için Allah’ım,

Hep sızmayı bekliyorum orda bir yerlerde.

Kanamıyorum artık ben onların gerçeklerine bile.

Var mıydı? Yoksa kırılgan bir rüya mıydı her şey?

Hayır yoklar, onlar yine yoklar geçen kış gibi.


Bilmiyorum niye, bilmiyorum bu boşluk nasıl?

Bilmiyorum onlar mı açtı yüreğimde bu kocaman gedikleri?

Bilmiyorum bu hararetli dolmayışım,

Bilmiyorum bu puslu bardaklarda neydi aradığım?

 

Bitti ya, çöpe atın bu ellerimi.

Bu yüzlerimi, bu ayaklarımı, bu saçlarımı, atın hepsini.

Durup dururken akıyor bir hatıra,

Sahi orada mıydım ben de, var mıydım o hayatta?

Sahi içinde miydim, içinde mi, içinde...

Her şey tamam gibiydi o rüyada, 

Yaşamış mıydım o resimlerin içinde?


Gitmek diyorum, gitmek bize gerekli mi?

Yolda pişman olmak daha,

Hiçbir yerde beklenmediğin için.