bir şiir yaz-dı
güz bir havada leyleklerin göçmen bakışlarında
gözlerini bıraktı
şimdi
hayatın "h" harfinin hayranlığında
gözbebeklerini taşıran oğlu gibi
titrek parmaklarıyla parmaklık çıktı falında
kendine rastladı bir akşam vakti
aynayı karşısına alıp
ağzından çıkan lafları kulakları duysun diye mırıldandı
tanrım!
ilkbaharın kokusuna benzer bir
hayat bağışla bana
sonra gülümsenip
aynadan göçen sesin yansımalarında kendine kulak taktı
acemi bir sihirbaz gibi
şapkasında gizlenen tavşanı okşayıp
bu günlük bu kadar diyerek
kendine uzaklaştı
güz renginde bir hayata baharı anlatmak
kışın göbeğinde Berivan adlı bir öksüze
şarkı söylemek gibi aptalca bir eylemdir
- anam avradım olsum diğe bağırdı birden şiir -
nedense şiirler hep dinletmeğe mahkumdur
oysa
her sözcük bir hançerdir
böğrüne saplanarak şiire ihanet eder.
adam
efendi olacaksınız dedi
ve
sözcükler kekeleyerek parmaklığın parmaklarına sarıldı
bir şiir
annesinin karnında tepinen yavru misali
var olmağın ilk sığınağını şiddete mâruz bıraktı