o zamanlar,

seni bir gün görmesem dünyada sevgi biter sanırdım.

bir gün gelmesen hiç kimse artık bir yerlere yetişemez olurdu


hepimiz,

kör olduğumuzu hayatımızın tam ortasında,

korkunç bir ayrılıkta fark etmeye muhtacız.


bak

iyi yanlarımı bırakmadın,

gülerdim, kalmadı hiçbir günün iyi yanı...


yanından geçip gidiyorum sokak kedilerinin,

hanımellerinin kokusunu duymuyorum sadece bazen rast geliyorum,

kırık bir göz gezdirip geçiyorum yanlarından.


benimle ilgili her şey silik bir fotoğraftan ibaret.

kimdim? neyi severdim? 

-senin yüzünden-


sana bunları yaptım,

yokluğun ülkesinde çiçekler açtırdım çölden ibaret hayatına.

ben sana bunları yaptım,

bak ne çok şey var.


-hâlâ bir yerlerde olmalı izleri-


ben sana,

güneşli günlerde bir ağaç gölgesinde nefeslen diye dualar ederdim.

sana ettiğim her dua yüzüme bir nur getirirdi.


arkandan kuyuları dolduran gözyaşları döküyorum,

her akan yaş için utanıyorum,

evimi götürdün.

yıktın.


sığ sularında boğuluyorum,

kendi kendime.

tek bir izleyicisi bile yok bu çaresiz acınası tiyatronun.

bir tek ben kaldım.


sen

gitmiyorsun ve gelmiyorsun.

taş gibi hayatımın ortasına oturup kalıyorsun.


mıh gibi, heykel gibi, bana güler gibi.