Bugün hiç düşünmeden aldım elime kalem kağıt.

Ne yazacağımı sorsan hiç bilmiyorum

Bazı günlerin hatırında saklı birkaç cümle belki.

Geçmişin içinden akıp gelen

Bir de uzun uzadıya düşünülen saatler.

Kim bilir,

Belki de alaya aldığımız birkaç küçük çocuk.

Bir şekilde yazacağım ama

Yine sana bağlayacağım gibi bir his var

İçimde...

Bir taşa oturup

Kimin daha haklı olduğunu düşünmenin

Vakti çoktan geçti kederlenmenin.

Belki de unutmaktayız yüzümüzün birkaç küçük çiziğini.

Belki bu zaman, borçlandığımız birkaç boş takvim yaprağı.

Anlaşılmadığımın farkına vardığım saatler.

Beni zaten kolay kolay anlamadılar

Bilirsin.


Düşüncesizliklerimizin içinde derin fikirler yattığını

Hiç düşünmüş müydün

Birden durup baksan etrafına

Ne görürdün gerçekten?

Ne var bugün evinden çıktığında kafanda?

Belki de küçük bir his kapıyı çekip çıktığında.

Belki küçük bir nefes alıp

Bir daha dönmeyeceğin evine son bir kez baktın

Bilemem elbet.

Uzakta kaldı görüş alanımdan

Senin birkaç tel saçın.

Dur diyen çıkmazsa sana

Ne olacak hayatında?

Bir gün olsun düşünmediğin

Sigaranla baş başa kalıp

Hiç getirdiğin oldu mu beni aklına?

O hissin peşinden koştun mu hiç?

Belki de seni bana getirir.

Peki beni nerede bulacaksın ki?

Köhne bir sahil kasabasının sahilinde mi

Belki de bir caddede

Yağmur altında.

Düşünmeden bir şey yapmanın hazzını unuttuğun oluyor mu hayatında?

Belki bir gün hatırlarsın diye bu satırlar.

Belki bir gün düzelecek birkaç mısra

Bir gün eski şiirlere bakıp.

Nereye varacak bu mısralar.

Kelime dağarcığıma güvenmiyorum

Açıklayamayacağım karmaşa var aklımda

Bu yüzden burada bu mısralar.

Bir güne çok şey sığdırmakla mı ilgili

Ya da ne zaman bu kadar hayatın tekdüzeliğine kapılıp kaybolduk dersin


Bir makinanın dişlilerine mi dönüştük üstünkörü

Hayat çok mu basitti biz gençken yoksa

İşin kolayına mı kaçtık birkaç birbirinden uzak mesafede işlerde çalışarak

Bir de şu var ki düşünmekten çok önce vazgeçmişiz

Günün ne zaman başladığından ve ne zaman bittiğinden

Anlamadığımız sabahların ve gecelerin

Koynuna sokulduğumuz yabancı insanların

Birtakım nefeslerinde ısınmaya çalışırken

Aklına geldiğim oldu mu hiç

İhanet ettiğin.

Neden olmasın?


Kimse bu zamanları önemsemiyor neden?

Oysa elimizdeki tek hazine

Nasıl kullanamayız

Tadına varamayız

Yirmi sekizinci kez doğum günümü kutlamışım.

Hatırlarsın bir anlaşmamız vardı.

Sanırım artık çok geç

Daha buna karar verecek zamanımız da kalmadı.

Ve ne zaman aklıma gelse

İlk önce planlarımın yıkılışını izlerim

Belki de burada sıkışıp kalacağız.

İnsanların birbirini unuttuğunu hatırlayıp,

Birkaç mısra daha uzatmak geliyor içimden.

Bu günlerde birkaç şey kopuyor inançlarıma dair

Birkaç uzak manzaradan baktığım insanların.

Düşüncesizce kötülüğünden korktum bugün ilk kez

Hedeflere ne çok takılmışız

Hayatta kalmanın en hayvani dürtülerini yaşamaya başlamışız

Nasıl olur?

Gündelik hayatın günlüğünü tutar olmuşuz.

Hep aynı satırları yazıp

Hiçbir değişiklik olmadığını fark etmiyoruz

Çok garip

Bir kez olsun bakmadı insanlar ne yazdıklarına

Bir kez daha yalanlara teslim olup

Hayatlarında neyi değiştirebileceklerine

Karar veremedikleri siyah bir perdenin kalkışı tiyatro sahnelerinden


Birkaç sigara isi var perdede

Düşünürken yaktığım

Bir de közünü düşürdüğüm koltuğun yanığı.

Umursamaz olmayı ne zaman başarmışız?

Düşünmeden yazmaya ne zaman başladık böyle

Görmeye bu kadar uzak olduğumuz saatler

Buraya ne kadar yakınlar böyle


Tekrara düşmekten ne kadar nefret ederim oysa

Bilirsin.

Yıkılmaların en derininde senin yokluğun yatardı

Şimdi bu mısrayı herkes aşktan anlayacak

Hayır.

Dostluğunun yokluğunda tekrara düşmek gibi bir hata yaptım

Sen olsaydın o günlerde hayatımda

Bir daha dönüp arkama baktırmazdın

Bir daha düşündürmezdin

Belki de

Unutmak için bir sinemada yine baş başa.

Yine mısraları çok düşünerek yazıyorum.

Üzerine düşünmemeyi ne kadar özlemişim bunu fark ediyorum.

İlk mısralarda ne kadar boştu kafamdaki

Düşünceler kaybolmuştu.

Telefona birkaç mesaj geliyor mesela

Ama sen olmazsın

Zaten nasıl bulacaksın beni

Şimdi.

Farkında değilsin belki ama

Yine seni oturttum karşımdaki sandalyeye

Birkaç kez daha yapmıştım bunu

Ama ilk kez mısralara dökülüyor

Zihnimin karmaşasını gören hayalimdeki sen

Korkuyor sanki

Neden?

Benden kötü bir adam çıkmayacağını ikimiz de biliyoruz oysaki.

Ya da benim için mi korkuyor?

Söyle ona korkmasın

Delirmedim.

Düşünmüyorum delirmeyi.

Seni dinleyebildiğim nadir anlar o anlar.

Fark ettin mi hiç

Sanırım sesin zihnimden silinmiş.

Silinmeyecek mi sanmıştım?

Belki de ilk defa fark ediyorum

Çünkü zihnimde

Seni benim sesim konuşturuyor.

Çok acıklı.

Arada bir zihnime hapsederim seni

Biliyorum aklında bir soru var

Bunca zaman geçmişken nasıl kalabildim bir yerlerinde

Cevabı ben de bilmiyorum

Bazen hayat böyle şakalar yapıyor bize

Bazen yarım kalmışlıklar bizi sıkıştırıyor

Bir kedi gibi hırçınlaşıyoruz

Dört duvarın arasında.

Sevmediğimiz işlerde çalışıp

Hayalini kurduğumuz maceralardan

Gün geçtikçe uzaklaşıyoruz.

Bu yüzden belki de,

O gün kurduğumuz hayallerin peşinden gidemediğimiz için

Kendimizi cezalandırıyoruz.


Peki sen benim cezam mı oluyorsun şimdi?

Hiç bu açıdan düşünmemiştim doğrusu.