Ben her dokunduğumda rüzgara,

Her konuştuğumda boşluğa,

Bir tepeden uçurumdaki sisliğe,

Elim değer saçlarına dokunan rüzgara,

Dudaklarım değer elmacıklarını öpen esintiye;

Gözlerimden, düşüncelerimden sakınırım seni.


Bir duvar mı görünmeyen?


Tohum düşer göğsümden,

Düşlerimde karanlık,

Gündüzlerde akşam,

Kopacakmış gibi köprülerin.


Araf mıdır benim sürgünüm?