Kaçmaya çalışmak lüzumsuz

Yüzleşmeyeyse dağ gibi bir yürek gerek

Acılarım orada esir olmuş tüm bedenimi zehirlerken

Sadece ağlayabilirim, çok acıyor içim

Duyduğum her tınıda o korkunç ses

Gördüğüm her yerde tarifi olmayan dehşet

İnsanların gözlerinde hep aynı hüzün

Tarif edilmez kırgınlığım, çok acıyor içim

Ne zamandır meşgalem, boş duvarları izliyorum

Geçti diye kendimi kandırıyorum

Son günlerde yine sabah ezanını duyuyorum

Gözlerim buğulanıyor, çok acıyor içim

Sahi, nasıl sarılır yaralar?

Nasıl geçer bu dalıp dalıp gitmek

Ne kadar yaş gerekir, merhemi yok mudur hiç

Neden azalmıyor, çok acıyor içim

Onu hissediyorum

Umutları elinden alınmış o küçücük çocuk

Hayalleri toprağın altına kefensiz gömülmüş

Tatlı gülüşleri yerini sonsuz sessizliğe bırakmış

Sahi, nasıl sarılır yaralar

Çok acıyor içim