Saatleri geçiyor gibi geçiyorum kendimden;

Başım, beş karış yukarıda.

Tutsam, tutmak da bir muallak,

Çarpık bir aruzla yazılmış zaman.


Korkularında bir bilmecenin cevabını taşıyor sümbüller;

Kendi aralarında haytalaşan papatyalarsa,

Bizi sorumlu tutuyor medeniyet düzmecesinden.

Hangi canlı payını alabildi ki bu dünyadan?


Işıktan kaçmak için gece olmak gerek,

Kıştan kaçmak içinse bahar.

Tebessümden kaçmak için mutsuz olmak gerek,

Tüm güzelliklerden kaçmak içinse insan.


Göze gözükmeyen bir derttir şairlerin çektiği,

Kimine göre incir çekirdeğine pay bile bırakıverir içine sığsa.

Yağmuru eleyen bulutların söz hakkı yok!

Gittiğimizde, izbe karanlık savunacak bizi ardımızdan.