İki gözümün çiçeği, sen benim hep en güzel anılarımsın. En büyük teşekkürüm, en büyük tebessümüm, kocaman sarılmalarım, yarın için beslediğim umutlarım, direnişim, çabam, hayallerim, sevinçlerim, şansım... Hepsi sensin.

Ellerim yanağımda seni çok izledim, mimiklerini ezberledim. Heyecanla anlatırdın bir şeyleri; ben seni dinliyor gibi yapar, teşekkür ederdim. Sana, bizi karşılaştırana...

Beslediğimiz nahif duygular beraberinde bir insanın yüzünde baharda açan ilk çiçeğe yer bulmayı, kopan fırtınanın ardından gökkuşağına geçişi kolaylaştırmayı da getiriyormuş, seninle anladım.

Seninle karşımıza çıkan her şeyi “İlerde bugünleri gülerek hatırlayacağız.” diyerek aşmayı çok seviyorum, her şeyden çok. Sen benim kan bağım olmayan ailemsin, yollarda sevincimden sekerek yürümeme sebepsin.

Sevincimin ortağı, omzumdaki daimi el, sırdaşım, iyi ki çıktın karşıma. Seni, sana anlatabileceğimden çok daha fazla seviyorum. Sana anlatamam ne kadar değerli olduğunu çünkü ne zaman açılsa dudaklarım bu sözcükler için, ikimizden birinin gözleri yaşarıyor. Ama yazmak istiyorum, her zaman yaptığım gibi.

Varlığın artık ruhumun bir parçası. Her sabahım, her gecem, her günüm... Kıymetlimsin.


"Öyle güzelsin ki kuş koysunlar yoluna..."