Sözcükler ve ayaklarım üşüyor

Her karlı günün sonunda, onuncu yüzüncü günün şiirleri üşüyor

Bunca yazılan sayfa ve anılar

Bir hiçe dönüşeceğini bilseydim

Harfler ıslanmaz, şarabın tıpası saklanmazdı


Yolda her insan maskeli, korkarak yürüyor evine karanlıkta

Yürümek değil de süzülüyorum çamurlu bir zamanda

Yazmayı bırakmak ağır geliyor soluğumu savururken

Yasak olması tütüne paha biçiyor okurken

Asıl işlevi işlevsiz, anlamı anlamsızlıkta saklıymış edebi türün

Ben de anlamsız kaldım, Laleli durağında anlamına tükürdüm


Küf kokulu tünellerden geçerken beton ve ter kokusuyla

Düşünürüm ilk günümüzden şimdiyi

Anlatmak kolay sanırsın, elbet vardır zorluğu

Yırtarak geçer firkat sesleri ve dahi öksürüklü sergüzeşti


Karantina içinde yalnızım, herkesten uzakta

Çiçeğimiz soldu bir parça aşında, donuk suratta

Hiçbir şiiri güzelleştiremem yarılmış kaşla

Soldan çapraz bağladım sevdayı, kafesin dışındaki iki siyah kuşla