Bölüm-7


Sevmezlermiş bizi, ah be ufaklık bizi sadece onlar değil ki kimse sevmez diyemeden uzaklaştım usulca, bilmediğim onlarca sokağa girdim, kıvrılmış gazetem kolumun altında soğuktan korunuyordu, elimdeki çay buz gibi soğumuştu içmek istemiyordum.


Büyükçe bir sokağa girdim, kerpiç, ahşap ve kalker taşından evleri olan büyükçe bir sokağa...


Beş altı çocuğun oyunlarına şahit oldum, onlardan başka kimse yoktu etrafta. Sokağın bir köşesine oturdum, dizlerimi kendime çektim izledim.


Hava karardı ,saatten haberleri yoktu haylazların olsa ne olurdu ki, olmasındı. Saat şimdiye kadar neye yaradı sanki?


Sürekli ileri giden tek şey akrep ve yelkovandır şüphesiz! Başka ne ileri gider ki?


Ayağı kalktım yürümeye başladım, arkamdan gelen sesler beni durdurmuştu.


"Hey yabancı!" orada oturduğumda görmediğim yaşlı adamın bana seslenmesiyle durdum.


"Bana mı-"


"Çantanı bırakacak kadar aklın kalmadı mı?"


"Çanta mı?"


"Şimdide çantanın senin olmadığını mı söyleyeceksin? Yarında gelir burada içi para dolu çantam vardı der ortalığı velveleye verirsin, al şunu" çantayı adamın elinden aldım.


"Burası nezih bir yerdir yabancı, senin gibi nereden geldiği nereye gideceği belli olmayan iki üç adam bozamaz bu düzeni" kafamı onaylar biçimde salladım ve bu nezih yerde adımlarımı hızlandırdım.


Usulca ayrıldım oradan başka bir sokağa açıldı yolum, elimdeki çantayı açtım içinde bir fener vardı, birkaç yiyecek, az miktarda para.


Hiçbiri bana ait değildi ki bunların, şimdiye kadar ne bana ait oldu ki sanki?


"Çantana koysana şu gazeteyi" yaşlı bir kadın yanımda durup bunu söyleyince dediğini yaptım.


"Aferin, akıllı adamsın, görünüşün biraz bed olsada akıllısın aslında" teşekkür mü etsem bilemedim, sükut etmek en iyisi sanırım. Elimdeki çayı uzatınca memnuniyetle aldı ,oysa çay buz gibiydi.


Başka bir şey söylemeden usulca ayrıldı yanımdan.


Vücudunun şeklini bozmamak adına yeni yemekleri yemeyen insanlar,


Kaybolmamak uğruna yeni sokaklarda dolaşmayan insanlar,


Kendi inançları uğruna katleden insanlarken ne diye şaşayım bu yaşlı kadına?


Ufaklığın onlar bizi sevmezler deyişi geldi bir anda aklıma.


Küçük bir çocuk sokakta ağlarken; tüm ışıkları açık olan evler,


Herhangi bir anne kaybolan yavrusunu ararken uykuda olan evler,


Hergün bir anne çocuğunu, bir çocukta babasını kaybederken huzur ve güven içinde yaşayanlar varken


iki üç bilinmeyene sevgi saygıda kusur edilir mi ufaklık?


*