ölsem bana nasıl ağlarlar diye düşünüp ağladım. bu fikir benim zihnimden nasıl çıkacak? ezana yakalandım yine. ikindiler olurken odamda perdeler kapalı oluyor. açıyorum, ikindilerde evin içinde olmak doğru değil diye düşünüyorum. bu ânı kaçıracağız, bu ânı da kaçıracağız... güneşliği çekerken yaprakları güneş huzmesiyle katışık sallanan kavak ağaçlarını gördüm. şöyle bacağımı karnıma çekerek altında uzansam kaçırmayacağım ikindiyi. ne güzel sallanıyorsun. yaprakların ses çıkarıyor mu diye geliyorum şimdi dibine. aşağıdan sana bakıyorum. yapraklarının arasından alıyorsun güneşin batışını.
en yükseklerde olanlar... evet, siz! sormuyorum, yerinizde olmak da istemiyorum. ben yerimdeyim. ses de çıkarmıyorsunuz. kafamı gömmüş bunu tasarlerken güneşi içinizde yok ettiniz. havayı da kararttınız. akşam da göreceğim seni. kuşlarınız yokken. evet, siz! üsttekiler...
tamam gelmeyeceğim, havlatma köpeklerini.
yaklaşacağım, duymak istiyorum. yapraklarını dinleyebilir miyim?
(ses yok).
yine ikindi vakti uyumuşum. bu kadar cezbedici neyi var bu vaktin, anlamıyorum. akşam oldu. perdemi pencereye örtüyorum. kavak ağacına hiç bakmadım.