İkindi suskunluğumun tam ortasındayım. Boşluğu tutmaya çalışırken ruhum, savaşım bıçak gibi kesiliyor. Üstü başı yırtılmış bir kabulleniş gelip bağdaş kuruyor soframa. Zaten bildiğim şeyleri yeniden öğrenmenin acısıyla kavruluyorum defalarca. Adımı unutuyorum, adımlarımı çekiyorum. Gülen yüzüm başka yönleri merak eder oluyor. Ben bir bina gibi yavaş yavaş yıkılıyorum.

Ölmenin büyümekle yan yana yürüdüğünün farkına vardığım doğum günlerimi kutluyorum. Her öğrendiğimde kalkıp başka yerler buluyorum. Sormayın bana nasılsın diye bunun cevabını bende bilmiyorum. Sarhoş karanlıkların grisine boğuluyorum. Her gün bambaşka bir kimlik buluyorum. Yalanlardan çok yoruluyorum. Ben artık sadece güneşte kurutulmuş özgürlüklerin vuslatını arzuluyorum.