Efendi! Efendi!

Nedir gidilen yolların tersi?

Hem sen nasıl tanımlarsın geriyi?

Sırtımı okşayan rüzgarın geldiği taraf mıdır geri?

Yoksa kambur bırakan zamanlar mı?

Yüzümün baktığı yer midir ileri?

Eğer öyle ise yok mudur hedefin önemi?

Şayet varsa dönmek isterim geri!

İşte o zaman ileri olmaz mı

Boğuk seslerin kulağıma uzandığı geri?

Eğer böyle olacaksa efendi!

Geçmişi mi ileri koymuş olurum,

Yoksa geleceğimi çöpe atıp dönmüş olurum geri?

Eğer öyleyse efendi! Nerede bu ilerisi?


Evlat! Evlat!

Gittiğin yerdir ilerisi!

Acısını çektiğin aşk olur mu ileri?

Yasını tuttuğun ölüm?

Taşındığın ev? Terk ettiğin kadın?

Geri dediğin yer,

Üşeneceğin yerdir dönmeye?

Bazen bir geri adım atmak gerekir,

Daha ileriyi berrak görmeye!

Evlat! Evlat!

Özlem duyduğun koku geridir,

Aşık olmaya meyil veren koku ileri,

Ölümün ileridir,

Ölmüş olan geri!

Gideceğin ev ileridir,

Çoktan çıkmış olduğun ev geri,

Ki unuttuysan şayet bir şeyi,

Bu bir anı da olabilir,

Yaşamın pişmanlığı,

Gözlerini yaşartan bir ukde,

Belki bir çocuğu üzüşün,

Seni isteyen birini kaçırışın,

Maalesef evlat dönemezsin geri!

Gökyüzüne asılı basamaklardan oluşur zaman,

Yıllar bir bir geçer,

Her bir basamak sen bastıkça aşağı düşer,

Belki saatler sonra düşer, belki yıllar,

Ne olursa olsun basamaklar düşer aşağıya,

Çoktan basmışsındır basamaklara,

Çok geç dönemezsin artık ardına,

Bir iki adım geri gitmenin yoktur zararı senin adına,

Evlat hayallerin ile kafa tutamazsın zamana!


Efendi! Efendi!

Sevdiklerim geri!

Bilmediklerim ileri!

Çok gerideyim,

Biraz soluklan ve bekle beni!


Aynı zamanın,

Aynı bedendeki yolcularıyız,

Ama sen geri bense ileri,

Yoruldum diyemem,

Ama dönemeyeceğime göre geri,

Bekleyeceğim delikanlı seni...