serin, çıplak sokaklarda yürürken

gözlerini sisli soğuk akşamlardaki bir hüzünle etrafında gezdirirsin.

yolunu kaybetmiş bir yelkenli gibi oradan oraya savrulursun.

ufak bir ışık gördün mü, bir daha hiç karanlığa düşmem sanırsın.

aslında karanlık hep içindedir, bilirsin.

onu küçük bir beslenme çantası gibi boynuna takarsın,

sabahın erken saatlerinde kalkar, seninle giyinir.

tren yolculuklarında önünden geçtiğin evlerde hep mutlu hayatlar var sanırsın.

o evlerde olduğunu düşünmezsin,

en fazla bazı akşamüstleri eski vapurların üst katlarında kendini avutursun.