Uzun süre oldu, içimden geleni dökmeyeli. Hayli zor geliyor zaten bunca olandan sonra yazmak, diğer bütün şeyler gibi... Söyleseler inanır mıydım; susayacaksın, acıkacaksın, özleyeceksin, isteyeceksin fakat bunlara ulaşmak için tek bir gayret bile göstermeyeceksin. Sahi, artık neyin önemi kaldı? Yaşanılanlar yaşandı, söylenecekler söylendi. Hatırımdan kervan kervan güven gitti. Ne kalmalıydı geriye, şimdi ne kaldı?

 

Hayatın bir anlamı olsa da inanmazdım. İnanmaya inancımı yitirmiş olabilirim. Çoğu şey azalıp bitiyormuş, bildim. Başka türlü düşlemiştim, elimde avucumda kalan sükutu hayal. Yazdıklarım gibi aklım da bölük pörçük, nereye çeksen giderim de aslında ayrılmam senden bir yere. Umudumu mu dizsem artık sıra sıra yoksa kırsam mı tek tek hayalleri? Bakışların anlam, gülüşlerin huzur, sözlerin sadakat kazandığı yerdeydik; nasıl düştük anlamsızlığın meçhulüne? Cevap yok, sordum tek tek, sahi ne kaldı şimdi geriye?

 

Hep özledim, çok özledim, özendim bezendim, göklerden özür bekledim, saçına düşürdüler diye yağmuru. Sevginin fazlasında, hatanın kusuru olmaz derdim; olurmuş. Sanki bir gül görmüştüm, çoktan kurumuş. Kırgınlıktan doğan sessizlikteyim, sesim de sendin, sessizliğim de. Böyle hangi akıllı duyar beni, sahi ne kaldı şimdi geriye?