kaçmanın bile mümkün olmadığını

kendinden, evden, izlerden

öğrendim zaman geçtikçe...


düşündükçe hiç olduğu gibi kalmıyor insanlar,

verilen, sonra geri alınan bir süre sıfatlar.


içimde şimdi bilmediğim bir soğuk, bir başka gök ve heyecanı yeni yeni filizlenen yollar.


aynı ızdırapla,

gözyaşlarım çoktan tükenmişken

odamı bininci kere arşınlamak için uyanıyorum.

ben bomboş bir günle ne yapılır, galiba hiç bilmiyorum.


günler geçtikçe yeni örümcek ağları keşfediyorum ya da üretiyorum duvarlarda,

üstelik aynı duvarlarda.

ne gerçek ve hangisi kafamın kurgusu?

 

dün gece inciten bir rüyadan uyandım

hep ben mi şiirlerden inciniyorum?

her geçen gece aynı yaraları kanatıyor.


saatlerimi harcadığıma pişman olduğumda geri alacağım kimse yok.

saatlerimi kendime düşmanmışım gibi harcaya harcaya intikamımı alıyorum.


yaz sokaklara gelecek, ışıklı semtlere, rahatı yerinde evlere.

bir kez daha yazı kaçırma korkusu.

üstüme karabasan gibi çökmüş uğraşmaktan yılgınlaştığım öz karanlığım.