Makyajını sil ve gözlerinle yeni filler türet,

gerekirse bu dünyayı tüket

ama kendini tüketme,

ellerini açık tutma güzelim, cereyan yapar - üşütürüz,

aslında uzun süredir bir üşütüğüm,

en çok da elbiseni üstüne aldığında kaybediyorum kendimi

ve sonra tekrar üstünden attığında

ve sonra tekrar ve tekrar küfrü yakıştırıyorum dilime sensiz geçen bütün zaman zarfları için.


Bütün sanat dalları ve bütün çirkinlik güzelliğinden doğdu - biliyorum

ve görüyorum ki makyajını hala silmemişsin - hallet şunu.


Telaşa hakimiyet kurmaya çalışıyorum

ama o benden önce davranıyor,

karşımda senden başka bir kadın soyunuyor

ve gözleriyle içki şişesini arıyor,

işte o an kırılmış kırılmamış bütün camlar ciğerlerime batıyor

ve ellerime ve ayaklarıma ve gözlerime ve sesime,

akan bütün kanları yudum yudum içiyorum

ve bir süre daha genç kalmayı diliyorum,

senin olmadığın her türlü küvete giriyor

ve hiç ıslanmadan çıkıyorum,

paçalarından akıyor şu medeniyet içerisindeki insan ırkının bütün pasif inanışları ve hiçbir boka yaramayan direnişleri,

böylece bir kere daha yelteniyorum bileklerini dikmek

ve ölüme uzak dudaklarına yeni bir ayet vermek için.


Şu insanlık hallerimi görmezden gel;

böyle doğdum, böyle öleceğim

ve sonra bir baykuş olarak tekrar geleceğim,

böylece gözlerinde olmayan her türlü maviyi görebilecek

ve olduğum yerde istediğim kadar kalabileceğim.


İnsan elbette bir liman değildir

ama sığınanı çoktur.