Tâ evvel zamandan başladı bu yağma

Tâ Adem'in elma yiyişiyle.

Toprak tozdan üredi

Hayvana ruh girdi evrildi...

Vah ki vah... Elde etme arzusu ile

Yola düştü bir güruh cefapişe


Taşlıkların arasında idim o vakit.

Kuru sarı otların arasında idim.


Tâ o zamandan kimin kimi kıracağını bildim

Soylarından kırdılar insanı

Hislerinden kırdılar

Şehvetine de zulmettikleri oldu...

Ar'ını zapt edene kıydılar gördüm.


Yıkanmaktan kelleşmiş İran halısı gibi

Aklayıp paklayıp yere serdiler insancıkları.

Yama tutmaz olunca silkeleyip

Ayaklarıyla çiğnediler.

Sorsan pek kıymetli idi İran halısı.

Atsalar gönül razı değil, saklasalar canı kalmamış


Bir ben değildim gören, bilen

Ay gördü, güneş gördü, gün gördü, gece gördü

Hepsinin lal oldu, ant içerken cıvıldaşan dilleri.

Şehadet ederken hepsi sustu...

Bir ben kustum Adem'in kursağındaki elmayı.


Yanacak mısın Ey Adem

Ateşine odun atmak için değeceksem de alevlere

O odunu atacağım...

O güruhun düştüğü yollardan toplayacağım taşları

Alemdeki tüm cefapişeleri taşlayacağım...