Seni, senden başka kimse anlayamıyor aslında hayatta. Yani hem yara bandı, hem de yara kişinin kendisi. Acının da en büyüğünü kişi içten içe kendi yaşıyor, mutluluğun da.

Mutlak bir acı ve mutluluk hissi olduğuna pek inanmıyorum. Deli gibi gülerken gözyaşlarına boğulan da biziz, kederin en dibini gördüm diyerek yaşama devam edip tutunan da biz. İnsan aslında her daim yaşamak için bir neden bulur kendine. Yarın ola hayrola der, gün doğmadan neler doğar der ve yaşar. Kadercilik midir, yoksa yarın için hiç bitmeyen bir umut mudur? İşte bu koca bir muamma...

Neresinden tutarsan tut aslında insan hayat karşısında hep mağlup olan taraftır. Dünya denilen yerden geçip giden bir yolcu misali. Ne bir dakika fazla kalabiliriz, ne de bir dakika az. İşte bu yüzdendir ki alışmışız kendi yaralarımızı sarmaya.