Koca bilinmezlik sarmış cihanı,
Anlayış sonsuz uykuda!
Dondurulmuş, uykusundan uyandırılacak cesaret bırakılmamış ruhunda.
Sevgi katledilmiş masum çocukluğunda!
Sevgisizliğin nefretiyle büyütülmüş insanlar, çirkin kokulu bataklıklarda.
Hoşgörü cehaletin elinde ölmüş sayısızca.
Ötekileştirme, ayrımcılık, bencillik...
Sayısız artışta.
Toprağından edilmiş saygı uğursuzca,
Yuvasına hasret bırakılmış gözyaşlarında boğulurca!
Empati barınmaz olmuş kucaklarda!
Ömrü hep arayışlarda geçmiş uzun yolculuklarda,
Yolda suikasta yenik düşmüş çirkin bir pusuda.
İnsanlık hiç olmadığı kadar soluk soluğa!
Nefesi kesilmek üzere, üstünde koca dağlar, nefessiz...
Son bulmak üzere kendisine çevrilen binlerce kanlı bıçakta.
Kadınlar vuruluyor hayasızca,
Çocuklar minnacıkken paramparça gövdesiyle gömülüyor ufacık toprağa!
Doğa, yaşlılar, canlılar.... Solduruluyor hadsizce gecenin kanadında.
İnsanlık çürüyor, kokusu cihanı sarmakta.
İnsanlık yok olmakta!