sancı düşer yüreğine

eski kelimelere bakar


kara saplanan göçmen kuş ustura bulutun içinde susuşuyla

kayboluşa saplanan kuş geleceğin ustura bilinçsizliğiyle

diken taşır sevinçli yanına basar güldükçe, diken boşunadır

ve hayat boşunadır

hayat cesur bir katil gibi durmaktadır lakin, yanılgı

ustura bulutun içinde uslu cemre


ne bilsin canı olduğunu


saplandı

güneş saati durdu, kum saati durdu, takvim mıhlandı

günlüğünü sabahları tutardı, sabahlar durdu

sustuğu cümleler durdu

sancı düştü

eski kelime eski benliğine taşıdı tabutu

gözünde seyirme ağıt, mutlaka toprak bir şeyler emecek

güzel kokarmış, güzel kokarmış

ustura bulutun içinde uslu susuş, yüzüstü gömülüş ve vahiy

uçmak değil

eski kelimeye bakmak


sancı düşer

bir sabahı bekler bir günlük yazmak için

intihar edeceği akşamda kalem ustura