Üzerimde kimsede olmayan bir ışık vardı. Işık etrafa yayılıyor ve herkes bu ışığı fark ediyordu. Bazıları o ışığı kendi üzerine çekebilmek için beni itmeye kalkıyordu. Hatta bazen başarıyorlar ve düşüyordum.

Sınırım yoktu... Bu yüzden ışığı çalmak isteyenler ona yetişebiliyorlardı. Bir kez daha itildim, bir kez daha düştüm ve bu sefer bacağımı kırdım. Sorun değildi, yine kaynardı fakat o kırığın acısını bu beden artık unutamazdı.

Kırmızı tebeşirle ışığımın etrafına çizgi çekildi. Yalnız değildim artık ve korunmasız... Beni itenler ışığımı daha çok parlatmışlardı ve o ışık gözlerini açık tutamayacakları kadar kamaştırıyordu şimdi..