Ekim başı,
Adımların ardımda,
Dört sonbahar daha var takibi ardında.
Göl kenarında bir bank,
Kurumuş yaprakları çıtırdatan bir dans,
Bu kez ıskalamamış olmak,
Ne büyük şans.
Nasıl dört yaz,
Nasıl dört kış,
Nasıl beklenmiş sekiz bahar?
Bilseydim,
Fırçalar buluşulunca,
Yastıklar bölüşülünce,
Anahtar çoğaltılınca,
Tun tana doğru dönerken
Yorgandan çıkan ayağına ilk ışık vurunca,
Yani bir ev artık yuva olunca,
Birkaç dakika daha fazla sarılmak uğruna
birkaç çatal eksik yemeye,
Erkenden kollarına dönmek için
birkaç kuruş eksik kazanmaya,
Razı olunurmuş.
Bilseydim,
İlk yaprak kopup yere düşmeden,
Ben aşka düşerdim.