Bir iskelede oturuyorsun.

Ayakların suya değiyor.

Sırtını yeryüzünün karanlık parçasına yaslanmışsın.

Sonsuzluğa bakar gibi uzaklara dalmışsın.

Görmeyi unutmuş gibisin.

Dünyanın seslerine sağır olmuş kulakların.

Duymuyorsun suyun ve kalbinin atışından başka bir şey.

Sessizlik seni endişelendiriyor.

Kalp atışların hızlandı.

Düşüncenin sesleri de katıldı arasına.

Özgürlüğü hissediyorsun.

Kaybolmuş küçük bir çocuk gibisin.

Eve gitmek istiyorsun.

Ama daha önce hiç tek başına gitmedin.

Bir yol arıyorsun sanki.

Bilindik bir yüz arıyorsun.

Elinden tutmak istiyorsun.

Eve dönmek istiyorsun.

Kaybolmuşsun.

Kalbin durmayacak.

Düşünceler, dalgaların sesleri, kalbinin vurumu...

Korkuyorsun.

Üşümeye başladı parmak uçların.

Rüzgar esmeye başladı.

İçin biraz ürperiyor.

Zamanı durdurmuş gibisin adeta.

Çığlık atmak istiyorsun o iskelede.

Suya atlayıp uyanmaya ihtiyacın var.

Ne yapacağını bilmiyorsun.

Yüzme bilmediğini hatırladın.

Atlamaktan vazgeçtin.

Uyanmaktan vazgeçtin artık.

Başka bir yol bulamıyorsun.

Tedirginsin.

Her şey karıştı.

Sonra bir el dokundu omzuna.

İrkildin.

Başını arkaya çevirip yüzünü görmek istedin.

Arkaya baktın.

Tebessüm ettin.

İşte uyandın.

Eve gidiyorsun.

Elinde sıcacık bir el.

Mutlusun.