İnsan göbek bağını kesmiyor jack, beni anlıyor musun?


Hep yalnızdım hep yalnızlığa gömüldüm, geceleri artık üstüme gelirken tavanı izledim jack. Sigara içmekten boğazım ağrıyor... Yiten çocukluktu, Marmara haklıydı.


Şimdi elimde ne var jack. Şimdi elimde ne var. Kalabalık ailesinden ve onların mağarada kalmış zihniyetinden kurtulmak için kendime bir oda satın aldım; fotoğraflar, çizimler ve marjinal bir figür yarattım kendime jack. Diğerlerinden farklı olma benliği ile maske satan dükkanlara uğradım. Bir sürü personalarım var. Kitaplarım var, izlediğim filmler, kimsenin dinlemediği müzikler. Çağ dışı kalmış dinozor.


Sevdim, sevildim ve terk edildim. Gözlerimden yaş gelmedi kendime söz verdim jack. Gece yürürken, güneşin doğuşunu izlerken ve tüm bedenim yalnızlıkla titrerken kendime söz verdim; bir daha ağlamayacağım.


Şimdi gözyaşlarım kuru ve hep kuru kalmasını sağlayacam. Mavi bir kuşum vardı, saldım, uçsun diye; uçtu da kerata, sevildi ve değerli hissetti ama er ya da geç parmaklar arasında boğazına yapıştırlar. Bende onu tekrar kafesine koydum. Sana zayıflıklarını dökmek güçlü olmak diyecekler jack, aldanma o insanlara. Tüm acını ve yalnızlığı göm içine ve toprak at üstüne jack. Kimse anlamayacak, dinlemeyecek, yalnızsın kabul et ve sırtladığın taşı dağa sürükle jack.


Devam edecem jack, devam etmeliyim. Belki yine o eski özlediğim yiten çocukluğu ararım, kitaplara gömülür mavi kuşuma yem atarım. Kimsenin görmesine izin vermem, acı acı ötse de artık onun için neyin iyi olduğunu biliyorum jack. Bırak ötsün, sövsün ama ben onun kırılmasına bir daha izin vermiyeceğim.

İşte böyle, bir sigara daha yaktım, dişlerim kahveden sarardı, ruhum sessiz bir dehliz ve fırtınalı, ikisi aynı anda bedenimi sarsıyor jack. Bu dünyada sevgiye dair alacağımı aldım ve çokça da verdim, belki fazla... Kızgın değilim çünkü bekliyordum jack. Bunu bekliyordum. Hayatın bu boktan yanını gözlerime kapadım ve belki, belki o şanslı ve yaşan, bir şeyler uğruna çabaladığındı da mutlu olan insanlardan olurum sandım. Ne büyük yanılgı...


Şimdi bırakıyorum, şimdi sessizleşiyorum ve kayayı dağa sürüklemem la

zım...