zaman zaman

bir tecerrüt isteği saracak ruhunu.

işte o zamanlar

derin bir iç çekişle doldur ciğerlerini.

çekip de gidemezsin çünkü.

burana kadar geldiği an dahi,

daha fazla yer olduğunu anlayacaksın.

lâkin sen görmüyorsan o ayrı.


yakarken ciğerlerini

son nefesinmiş gibi çek.

soğuk betonlu bir binada ve

ve yemyeşil bir bahçede bile

son adımınmış gibi yürü.

sağlam bas yere

arkandan sağlam kadın desinler.


hissediyorum, ağzımın son tadı bu.

bir dahakine ya dişim olmayacak ya dilim.

hissediyorum, çocukluğumun son sabahı bu,

bir dahakine ya neşem olmayacak ya dizim.

hissediyorum attıkları son çamur değil bu,

yine düşsem yine atladı derler o çukura.


seviyorum, aşık olduğum son adam bu.

elini o sabah tutmasam ayıp olurdu.

bu iz benim ruhumun tesettürü,

çocukluğumun son, gençliğimin ilk duvarı.

iki kaşımın ortasında biz leke var,

alnımın yazısından daha aşikar.

her sabah biraz daha.

her sabah biraz daha.

her sabah

biraz daha aşikar.