Beni kaç yüz kez unuttun


Soluğum ensende

Karanlıktan birkaç öpücük buluyorum

Yanaklarına

Unutsun diye bir deney aynalara

Çıplak iki vücut.

Seni kaç kez unutan perdelere

Hatırlatmak için açışım.

Ellerimin dalışı

Pembe, ıslak, parlak

Ciklet kokan dudaklarına.

Otomobil seslerini erteliyorum,

Sesine varmak adına.


Beni kaç yüz kez unuttun


İçime batıp çıkan bir iğne

Gidişin ve çiçekli kanaviçe.

Merhaba canım

Merhaba canım

Böylece gözlerinden söz etmeliyim.

Bir balık gibi suda parlak.

Yastıklı şarkılar yok mu?

Ellerin köpürse

Dağılsa boynumdaki kumlar.

Seni sevsem çok kez.

Beni kaç yüz kez unutmuş olursun?

Televizyon üstü danteller bile seni hatırlıyor

Ve bense örebilirim seni

Yahut zincir çekebilirim adın için.

Sımsıkı düğümler yapıp bırakabilirim kursağıma.


Beni kaç yüz kez unuttun


Boyası çıkmış ayakkabılarım

Birkaç kez den fazlaca kapının arkasındaydı

Ve böylece artık ben de kapının arkasındayım.

Suratım senin yanında gibi neşeli değil

Ve tahtanın tüm tonlarını keşfettim.

Hani duvarda seninle birlikte gölgem,

Cılızdım ve savunmasız yanlarımı çıkardım

Bir sandıktan.

Üç dilek hakkın var dedim

Üçünde olmasa da sonunda beni unutmayı seçtin.



Beni kaç yüz kez unuttun


Yeşile vardığımızda

Tazeliğimizi kaybettiğimizi fark ettik.

Sen beni gömmeye çalıştın

Ve ben yeniden açtım kollarımı sana.

Dolgun göğüslerim annelik yaptı

Uyumayı bile o gün hatırladın.

Yangını çağıran,

Yüzümde oluşan kırmızı benekler

Bugün haksızlar

öpüşmeyi beklediği için.

Dünyanın içinde

Yapayalnız değil

Bir mum gibi

Üzerimde eriyen sendin.


Beni kaç yüz kez unuttun