I.


bohemyalı bir asil kadının yakarışındaydım yüzyıllar önce


demişti ki “buradayım ama burası sarmadı yaramı


ayağa kaldırılmadım, elimden tutmadılar


şimdi yalvarıyorum diliyorum ki benden sonra


burada aşk kimi yakasından tutacaksa


acımasın, düşürsün dizlerinin üzerine!”


yüzyıllar sonra ahınız tuttu majeste


ben şimdi pragdayım, dizlerimin üzerinde


yanaklarım kırmızıysa öfkeniz hürmetine 


yaralıyım, daha kötü, bir oğlana aşığım şimdilerde 


bir oğlan, ne merhamet ne merak var gözlerinde


gözlerinde aşk bile yok, öyle korkuyor yanmaktan


ne yazık, kadim büyünüz, göremiyor acımı 


ve acımı gizleyen 


şark suratımı



II.



bilmiyor, ben saçlarımı o okşamasın diye asi bıraktım 


kılıcını bana doğrultacağını anladığımdan biledim


majesteleri, ondan yaktığım ateşe riayet bekledim


o kör bir avcı, gölgemden izimi sürmeye kalkıştı


majesteleri, ne yazık, ben bir divane ateştim



III.


bastığım her şark toprağı mutabıktı yaktığıma


bir ateş majesteleri, bir ateş mutlaka


mutlaka şahitlik eder bir başka aşığa


bilir, nasıl görünür bir kadın yanarken 


nasıl parçalar aşkı ve nasıl kurar yeniden


kalenin en yüksek penceresinde bir düşes


ne düşünür eli yüreğinde


ya da neden ilenir düşmüş kızlarına


anlıyorum majesteleri, anlamak yakarmakmış


anlamak artık bir yaralı hayvan olmak


yine de o kavgayı başlatmakmış


-bakmamakmış ardına-



IV.


ben artık kalbimi ardımda bırakacağım majeste


ben artık önüme bakacağım


 ve ilenmeyeceğim vltava kıyısından genç kadınlara


iki yakalarını bir araya getireceğim


iki yakalarının bir araya gelmemesinden kim sorumluysa


hesap soracağım, bedel ödeteceğim


kadehimi onlara kaldıracağım


kana kana içeceğim


elimin tersiyle ağzımı silip çağladığım


yüzyıllar sonra ateşlerinde marazlanır


bileceğim 


V.


kızlarım aşktır, yakarıştır, kalbin şanından eksiltmez


kızlarım o korkak oğlanlara duyulana aşk denmez


VI.


kızım, kardığın öfkeyle ateşini harla


kızım, ya daha büyük bir aşka ya da o sofradan kalkmaya!