İnsanı insan kırdı yüzyıllardır. Hepsinin ders alınası bir hikayesi vardı. Kıranın da kırılanın da... Her hayat kendi içinde yaşadı sınavını, adil olup olmadığı yalnızca Tanrı'nın kanaatiyle belirlenecekti. Hepimiz aynı sınavlara girmedik, hepimiz aynı ateşte pişmedik; kimin neden ne kadar muaf olduğunu bilmiyorduk. Bildiğimiz tek şey bilmediğimiz bir varlığın er ya da geç bizi adil bir terazide yargılayacağıydı. Nihayeti ya ödül ya ceza olan bir sistem. Bilmediğimiz bir sisteme tutunup günü kurtarmaya çalışıyoruz sadece. Sabır! Ne büyük kudret; nasıl bağışlayıcı, nasıl azmettirici, nasıl uyuşturucu. Sabır!


Kadın olmanın zor olduğu topraklarda doğdum ben, benim coğrafyam zordu. Bana başka zordu, Ayşe'ye başka, Fatma'ya başka. Betty Mahmudi'nin "Kızım Olmadan Asla" kitabını okuyanlar bilir Betty'nin sınavını. Bilmedikleri, Ağrı'daki Fatma'nın sınavıdır. Betty'nin iyi bir kalemi varmış, o sınavdan çıkmayı başarmış ve en iyi yazısını yazmış, en güzel kitabında anlatmış. Fatma da sağlam çıkmış sınavdan. Yazacak kalemi yokmuş ama. O da en iyi abdigor köftesini sınavdan çıktığı gün yapmış mesela. Zeynep, en güzel nakşını işlemiş. Leyla, en güzel ütüsünü yapmış. Ayla, en güzel şarkısını söylemiş... Bense en güzel çığlığımı attım. En güçlüsünü, en parçalayıcı olanını. İçime içime bağırdım. Sessizlikten yırtıldı ses tellerim. Bu coğrafyanın kadınları... hayatta kalmayı başarmış kadınları... En iyisini yapabilmek için en derin yaraya üflemek gerek. Bütün kadınların yarasını tek bedende hissetmek mümkün değil elbette. Bir tanesinin bile yıkacak şiddette olduğunu düşünecek olursak üstelik...


Birbirimizin yaralarından tecrübe ettik hayatı. Empati yapanlar daha hızlı geçti aşamaları, yapamayanlar daha çok düşüp daha çok üfledi son nefesini. Birbirimizin yaralarını gördük görmesine de... Birbirimizi yaralamayı da ihmal etmedik yaşadığımız yüzyıllarda. Her zaman deva olamadık, dert olduğumuz da oldu bizim. Dert olanın da vardı bir hikayesi, deva olanın da... İnsanı insan kırdı yüzyıllarca; kadını kadın, kadını adam, kadını çocuk, kadını Tanrı... Yaratırken yaşayacak aklı da verdi elbet ama duygu dozajlarında bir karışıklık olmuş olmalı. Bilmediğimiz o sistemde yargılanırken Tanrı'ya bunu söyleyeceğim. Muaf olamadığım her sınavın nedenini soracağım.