Kadın olmak!
Şanslı olsaydık dünyaya erkek olarak gelirdik derler bir de... En büyük şanslarımdandır kadın olarak dünyaya gelebilmiş olmam. Bizler, güçlü durduğumuzda övülür, bazen de bundan rahatsızlık duyan kesimin eleştirileriyle muhatap oluruz.
Bizler, yarım yamalak işlerden pek hoşlanmayız. Teslimiyet ve hakimiyet sağlarız emellerimiz doğrultusunda. Güçlü bir kadın olmak nedir ki? Kadın olmak başlı başına bir dirençtir topluma, asra, düzen denen düzensizliğe... O halde güçlü olmak bir nitelik midir sonrasında edindiğimiz?
Güçsüzlük kalptedir biraz. Kalbinin iyi olma ihtimaline yenilende görürüm güçsüzlüğü. Buna mukabil itham etmeyi haddime görmem. Herkes kendi kalbinden sorumludur nitekim.
Çok yorulmuş ve çok düşmüş olmak doğrulmamın, dik duruşumun, erdemlerimin, kararlarımın, en nihayetinde ben oluşumun önüne geçmedi. Feminist değilim, bir ideoloji altında toplanma ihtiyacı hissetmiyorum. Bu yazı da erkeklere başkaldırı, onlara aşık atma, onlara karşı ispat çabası güden bir yazı değil. Emin olduğum hiçbir gerçek için ispat çabasına girmem. İspat çabası biraz da kendini inandırma yönünde atılan bir adımdır sanki.
Boynumu bükecek kadar değil kimse. Kimse, kendimden fazlasına sahip değil itham noktasında. Ben, beni idam tahtasına götüren, beni idam tahtasından alacak o şefkati yüreğimde taşıyorum; bir beşerde aramıyorum.
Size ve bir başkasına neyi ne kadar aktarabilirim ki? Eksik kalır, geçmez lisanım bir yerde gönül perdenizden içeri. Yazıyorum, oku diye, sen, bizzat sen diye. Muhatabım kendim. Muhatabım olarak karşıma kendimi aldığımdan süregeliyor olmalı ki, aynaya baktığımda ruhum hakkında malumat sahibi olduğumu sezinliyorum.
Diyeceğim o ki sen, ayna ile temellendirilen, elle tutulur ancak bir gün çürüyecek olan yüzeysellikten fazlasısın.
İnsanlara baktığımda muhatap olarak ruhlarını almak ve iletişim noktasında ruhlarına dokunabilmektir meylim. Ruhuna dokunmak mutlak surette onu anlamaktan da geçmiyor ne yazık ki. Beyhude bir çaba, o olabilmek. Beyhude olana rağmen somut ve yüzeysel olandan arınmak, arınımın getirilerini görmek elzem. Ah, diyorum ya görebilmek!
Ben, görebilmek istiyorum.
Bir de müzik bırakalım, Low-Lullaby.
O halde, son.
beta
Osman
2020-12-30T19:35:21+03:00Çok iyi bir yazı. Tebrikler. :)