Sonra bir gün tozu kaçtı pembe gözlüklerimin...

Hayır hayır böyle başlamayacaktı bu şiir!

Nasıl kaçmıştı o toz,

Nasıl tükenmişti kadın, evvela onu anlatacaktım.

Herkes gibiçocuk oldum ben de elbette;

Düz yolda kendi ayağına takılıp düşebilecek kadar sakar,

Yine de yola devam edecek kadar ısrarcı.

Her hafta dizleri yırtılan çoraplar yüzünden

Annesinin gözünde biraz masraflı...

Ayrıca babasının hayalini kurduğu erkek çocuğu olarak doğsaydı eğer

Her şeyin farklı olacağına inanan, kimliğini bulamayan bir aptaldı.


Hiç unutmam mesela göğüslerimin ilk çıkmaya başladığı zamanları

Ne büyük utanç kaynağıydı bedenim benim için!

Hemen babamın gömleklerine el koymuştum

Kendimi saklamak için.

Sakladım da çok uzun bir süre saklandım.

Kabuklarımdan sıyrıldığımda kelebek olduğumu sandınız değil mi?

Üzgünüm, hikayenin devamında da tırtıldım,

Kendini, dönüp dolaşıp evsiz yurtsuz hisseden çirkin bir tırtıl.

Sonra o güzelim öğretmen çıktı karşıma,

Tutuverdi ellerimden.

Bilmiyordu tabi beni ölümlerden çevirdiğini

Karşısında şaşkın bir ergen vardı

Ve o kadın vazifesine aşıktı!

Bana o aşkla yaklaştı, yol gösterdi kaybolmuşluğuma...


Siz nasıl karar verdiniz doktor, mühendis, mimar olmaya,

Bilmiyorum...

Ben karanlığıma mum olanı örnek aldım

Erimeyi, bir amaç uğrunda tükenmeyi göze aldım.

Ama öncesinde kendimi fark etmeye başladım.

Evet, ben bir kadındım,

Babasından gizli sürdüğü kırmızı ruja aşık olan!

Ve artık

Hayaline bir adım daha yaklaşmış

Eğitim fakültesi öğrencisiydim.

Umutlu, mutlu ve gururlu...

Sahne kararana kadar

Sürdü bu hal.


Ahh bilir misiniz,

Her kadın için iki perdeliktir ömür.

Peki bir kadın ne zaman büyür?


Kurcala ceplerini ey ahali!

Muhakkak vardır sizinde bir hayal kırıklığınız,

Tam ayaklarınız yere sağlam basıyorken yıkılmışlığınız...

Yıkıldım ben de.

Karanlıkta kaldım.

Yitirdim avucumdaki payetli umut destesini.

Ezildim,

Hafızalara kazınmayı planlarken.

Böyle başladı ikinci perde.

Ben nereye sığacağımı bilmez halde...

Sonu gelmeyen bir burgaç içimde!

Artık ne çocuktum ne de kadın.

Bir süre Dünya’nın arafında ziyan ettim kendimi.

Oldum değil, ettim!

Kendime ne çok eziyet çektirmiştim...

Aynada gördüğüm kadın,

İçimde sakladığım çocuk ve ben

Bana ne çok ağladık bir sabah

O zaman anladım,

Benimki sıkışmak değil

Sahneye hakim olmakmış...