Dudaklarında, kan kırmızısı dudaklarında,

Dünyanın en sıcak yeri gibi hissettiren teninde,

Öpme fiillerine bürünmüş çocukları vardı.

Her birinin elinde en az bir kiloluk gülümseme.


Bilinçli tohumların ekildiği irade eyleminde,

Gidişiyle şimdi Filistin'den beter hale dönüşmüş,

Bir zamanlar yürüyüp geçtiği et coğrafyaları!

O coğrafyalarda hemofili keşfedilseydi

Eğer keşfedilseydi çoktan soykırım suçuyla yargılanıverirdi.


Yokluğu mıknatıs gibi çekmiş neşterleri

Yapışmış saçına, gözüne,

Huzur veren sesine,

Yürürken adım attığı ayak parmaklarına.

Eyleme dönüşmüş her hecesine,

Sabahladığı her gecesine.


Onunla bağlantılı her şeyde,

Kıyafetlerde, masanın üzerindeki bardakta,

Bindiği otobüslerde,

Merhamet nazarıyla baktığı çocuklarda,

Küllük içindeki izmaritlerde bile neşterler var.


Süleyman peygamberin cinlere efendiliği gibi

Sanki dünyanın bütün neşterlerini toplamış.

Sonra emir vuku bulmuş,

Kün eyleminin bir beşere vereceği maksimum etki gerçekleşmiş.

Yürüyüp geçtiği an çizelgelerinde,

Geçmişte de şimdi ve gelecekte de

Tarih onu hep hatırlayacak kan kırmızısı rengiyle.