ahiretliğime...


bir akşamüstü,

sığındım diyarına.

ağacına, taşına, toprağına

bir gizde saklısın çünkü

kimselerin bilmediği,

duymadığı, görmediği...


durmadan,

fısıldanırım kulağına,

"mümkün esen rüzgar olmak sana,

mümkün dalga dalga vurmak kıyına,

mümkün yalnızca.

ben kuşum, kâfi.

sen kanatlarımı hatırla."


sözüm ona nafileymiş vecizelerim.

sohranıyormuş makberler.

oysa ekmek kadar gerçeksin.

yemin ederim, ahiretlik dedikleri sensin.