İçinde ölüler uyanıyor bir bir. 

Şehir fazla karaltı.

Islak bir sözlük düşüyor beyninin hazin sokak aralarına. 

Çocukluğunun elinden tutuyor bir adam. Mahşer yeri.

Kirpiklerinin ucuna kadar ağrıyor her bir zerresi. 

Şizofrenik sancıların yer çekimi.

Metaforsuz ,şiirsel ve olanca çıkmazıyla dramatik sanki. 

Gözyaşlarına kadar ıslanıyor bir adam. Soğuk,kasvetli sokak aralarında arıyor çocuk kalbinin mutsuz ve tutkusuz kelimelerini.

Dünyaya inat ,hevesle,arzuyla,istekle kovalıyor ; yağmurun peşinden gelen renk tanelerini. Ruhuna saldıran ne varsa sarılıyor ,kimsesizliğini sarıp sarmalamak isterken sanki. 

İzin vermiyor geçmişinin kayıp inci yaraları. Toza,kire,pasa bulanmış anıları. 

Devasa bir şehirde küçücük kalan çocukluk anları. 

İstemiyor onu bu yeraltı. 

Ellerinde DNA'sının epey silik kodları. 

Çocukluğunun törpülenmiş satır araları. 

Bilinmezin içinde sarsılan gün okları. 

Kalbinde yeni açan öfke tohumları. 


Üstüne gitmeyin olur mu? 


Öfkeli tavrı sadece kendi kimsesizliğine.

Mutlu etmek istiyor işte hürmetle, sevgiyle,merhametle. 

Bazen dehşetle, bazen depresif bir serzenişle.

Şizofrenik ruh sancıları nihayetinde. 

Üstüne ölü toprağı atılmışcasına cesur.

Kalbinin her zerresiyle bir türkü çalınmışcasına hoyrat...

Çocukluğunun elinden tutuyor bir adam. Çocuk yok. Adam artık yok. 


İsmi "Mücadele Çıkmazı "olarak belirlenen, daha sonra "Kağıttan Hayatlar "olarak değiştirilen filmin hikâyesi bazı sahnelerde Kemal Tuğcu'nun hikayelerine de uzaktan göz kırpan nitelikteydi. Tabi onun kadar şiddetli ve yoğun düzeyde dramatik unsurları içerdiğini söylemek mümkün olmaz. Sanırım daha çok psikoloji yüklü bir drama diyebiliriz. 

Netflix'in dram konulu filmi olan 2021'de "Kağıttan Hayatlar" adıyla yayımlanan 97 dakikalık yapımın senaryo koltuğunda, "Saygı,46:Yok Olan,Cinayet,Behzat Ç. "dizilerindeki başarılarıyla kendinden sıkça söz ettiren Ercan Mehmet Erdem oturuyor. Yönetmenliğini ise çok ses getiren ,bununla birlikte epey eleştiriye de maruz kalan,seveni ve sevmeyeni neredeyse eşit sayılabilecek düzeyde olan ,"Ayla ve Müslüm'ün yönetmeni olarak sıkça bahsedilen,bu işinde ise profesyonel gözüyle kesinlikle dram işini beyaz perdeye kaliteli bir görüntü işçiliğiyle aktaran Can Ulkay üstleniyor. 


Dramatik unsurlarla bezeli olan filmin hikayesi oldukça kuvvetli. Diyalogları gayet akıcı ve merak unsuru da sahne geçişleri sayesinde gayet dengede. Kullanılan müzikler, oluşturulmak istenen ağır ve karanlık havayı tamamen destekler nitelikte. Filmin final kesiti ise ters köşesi açısından hatırlanmaya değer.Mekanlar,dekorlar ,oyunculuklar,

prodüksiyon son derece kaliteli. 

Temposu ve hassas noktaları ele alış biçimi açısından da takdir ettiğim bir yapım.


Çocukluk algısı filmin atmosferindeki tüm melankolik havayı kıran bir motivasyona dönüşüyor. 


Çocukluk yaralarını ve kendini bulma yolculuğunu yakından keşfetmek isteyeceksiniz. 


🎼Antonis Remos-I Nytha Dyo Kommatia