Daha önce hiç bu garip duyguları bu kadar kuvvetli hissetmemiştim. Akşam saatlerinde, insan kalabalığının sokaklardan, mahallelerden, caddelerden çekilmiş olduğu vakitlerde, sokakların sadece benim olduğunu hissettiğim anda tüm dünya ve tüm duygular benim oluyor. Gürültü ve telaştan uzak, sokakları dinliyorum. Günün onca gürültü ve telaşını zarif ve dokunaklı, insan ruhuna eş saydığım notalara sığdırıyorum. Ancak hiçbir nota bastıramıyor içimdeki yalnızlığı, hiçbir nota susturamıyor.

Kimi zaman ise bir sigara külünün yere düşmeden önceki son çırpınışlarını hissediyorum ruhumda, hani yerlerde binlercesi onların. Boş koridorlar açıyorum kendime, sürekli dönüp dolaşıp aynı yere gelsem de yürüyorum, şiirler yazıyorum, anlatamıyorum, susuyorum ne fayda...