Verâ.. 

Neden hüzün anında sana sesleniyorum? 

Mutlu iken adın başkalaşıyor

Tenimle donuyorum sokağın ortasında 

Bir libası da aramıyor gözlerim 

Şikayetçi değilim Verâ 

Acı içindeyim 

Ruhsuz hatta tuzsuz bir acı 

Acının tat veren bir yanı olur ama bu öyle değil 

Bir mağara ağzından gelen ışıklara bile heyecanı yok 

Arafta kalınmamış bir yaşamak bu.. 

Üzerinde çivilerle yazılmış kara bir taşın sarmasını bekliyor gövdem..

Ona sığınmadım hayır, sığındığım merhametti. 

Merhamet değildi, kara taştan beklediğim 

Beklediğim, bir çift sözdü veya bana seslenmesiydi..


Neydi büyümek Verâ? 

Öğrenmek miydi? 

Ayetler tutuyor harfleri 

Kelimeler,

Kelimeler keser boğazı, elime verir kalbi

Ben cebelleşirken nefes alsın diye 

Tüm benliğimi alzheimer illeti gibi yok sayıp ihanet edemem kalbime.

Korkuyorum,

İçimi üzeri yazılı taşlarla doldurmaya.. 


Neydi ihtiyacım olan, anlaşılmak veya sevgi değildi

Yaşamak

Varlığının bir anlamı kalmamıştı sevginin

O halde neydi sevgilinin anlamı?

Verâ, bütün sorularımın cevabını sende bulacağımı biliyorsun.. 

Susmamalısın..