Kemal Varol'a...

Korkumuzdur,

benzemeyiz diye düşündüğümüz babalara

müsvedde olmak çoğu zaman.

Oysa bilinmeli,

her baba aslında bir imâdır oğluna

malumun ilanıdır, buyruktur: hüzünlerin

imkansız yanında, babayla bozgun

her çocuk gibi hoyrattık aşklarımızda.


Yazmak,

sessizliğin kağıt üzerine hapsedilmiş haliydi

çoğu kez.

Titreyen çenenin, dolan gözlerin,

ağız kıvrımlarına gömülen yasın ardında,

birinin sarılmasının noksanlığıyla

kayboluruz

düşüncelerin hızlanan voltalarında

kayboluruz da

alelade söylenmiş kelimelerden

kendimizi asacak düşler çıkarırız

karşımıza alıp kendimizi konuştuğumuzda.


Güvenli görünen sığınakların sahteliğiyle

mühürlüdür düşlerimiz.

Koyu bir sıkıntının taşrasında

tırpanlanmaz çelişkilerin gölgesinde

gürültülü intiharlara tanıktır gözlerimiz.


Seslerin tılsımından

cesaret aradığımız vakitlerde

filizkıran fırtınasıydı hayatlarımız.

Akşam alacasını seyreder,

Infante'nin eserlerine bakardık

öyle zamanlarda

sabah ezanlarının sessizliği doldururken evlerin içini.