Rutubetli, küf kokan pasaklı sokak aralarında,

Gitmekle kalmak arasında kalıp gidemeyen bir adam.

Kaldırım taşlarından okuyor hayatı,

Kapitalizm satın almış özgürlüğünü,

Sabah sekiz akşam on, çalışıyor da çalışıyor.

Uyuyor, uyanıyor, çalışıyor.


Sistematik psikolojik depremi,

Çocuklarla dolu enkazı. 

Yıkılan evlerinin altında, 

Ne bayram telaşı yaşamış,

Ne sokak kavgalarına karışmış,

Ne bir kızı öpmüş,

Yahut top oynamamış.


Büyüklerin âdetlerini kapmış doğar doğmaz.

Dert yükü insanın, anlatılmaz başkasına,

Yıllarca öyle duymuş kulakları, 

Öyle görmüş gözleri,

Bira içerken masanın üzerine dökülen damlaların içine,

Hapsetmiş bir gün giderim dediği yerleri,

Bakarız dediği ama bakmadığı kararlarını,

Şehvetle arzuladığı kadınları.


Oysa imkan bulsa en güzel o giderdi,

Ah bir riske girse,

Bakarız dediği ne kadar karar varsa,

En iyi o uygulardı. 

Biraz cesareti olsa,

Şehvetle arzuladığı kadınları tutardı elleri.


Televizyon bir yandan açık,

Ses olsun diye, onun gibi.

Kafada bir türlü bitmeyen borçları var,

Ay sonunu getirememenin bitmeyen muhasebesi


Cebinde yatan maçları, 

Kaybettiği milyonuncu olasılığı, 

Vazgeçmeden inanıyor tutacağına.

Yaratıcıya beslediğinden daha çok umut besliyordu bahis kuponlarına.

"Bir gün zengin olacağım" hayalleri,

En eski dostları, baş ucunda.