Kapısı olmayan her sokağa girmekten

Bir kına gecesinin ertesi sabahı gibi yorgunsun kadın.

Kolların, elbisenin bir parçası.

Sonra etek uçların

Uzun boynun takılıyor göze

Işığın her türlüsü altında, boyundan daha uzun olan gölgen.

Gözlerin, gölgenin olamayacağı kadar aşina toprağın verdiğine.

Adamın diyor ki: ‘’Kapandıklarında,

Yaşım yarıya inmeden ömrünün yarısı yitiyor.

O an o mutfakta olsanız da bir görseniz,

Limonlardan su çıkmıyor billahi.’’

Saçların suda yetişen bir oltu taşı.

Yüzüne akıyor.

Ellerinle düzeltiyorsun,

sakinleşip ışıldıyor.

Ellerin mi yüzün mü daha aşina denizden gelene?

Diyor ki, sormuşsun: ‘’Bir gün bir denizkızı görünür mü bu kıyıda?’’

Akdeniz’den bir hediye almak için

Adamın, karaya vuran cesetler arasında bekliyor.

Demiş ki sana: ''Adındaki her harfte kendini oyalayan bir sebebi bulmaya meylinle

Nafile kalacak benim tüm sözlerim''