Yalnızlık da kafi durgun bir denize bakarken
çanağına meydan daralmışken
kalabalık bir masada ama
misal bir boşluğa bakıyor
ve gülüyorsun yok yere ya da
sokakta ılık bir yağmurla
bir şeye koşuyorsun
çocukluğun dizine yara tadında yatarken
annen bir şey öğretiyor
veya senden çalıyor annen
kalbinde o cızlama genişleyince
utanmayı anlıyorsun
uzayda kapladığın yerden
otobanlar kuruluyor nefesine
ölüm bir siyah baykuş gibi
asırlar önce kitaplar yakarak
kutladığın örüntüye tünüyor
çatlak büyüyor duvarda
kurtlanıyor fotoğraf
yalnızlık da cani oluyor
kendini kanırttığın gecelerde
bu vesileyle biraz sigara, biraz kahve
ya da bolca şarap derken
yeni gün vuruyor
karanlığın yumuşak karnına
sırtında biraz ağrı -belki ayak serçe
parmağında bir masa kuvvetleniyor
zihnin rahatsız uykuna
telaşla senaryolar hazırlıyor.