dökemediğim aynamın sanrısı,

yazı tezgahımın yarı sönük lambasısın.

güzellik tarifisin feylesofların.

zamanın benimle aynı diliminde,

mesafelerce uzak diyarındasın.


bensiz her lokmasını yut yediğinin,

buğday saçlarını güneşte kurut

ve örgü hırkalarla sarıl karanfilim,

serinliğinde üşüme nefeslerin.

beslediğin ümitlerle bekle beni,

yüreğim buket dolmuş geleceğim.


mutlu günlerini hatrında tut.

kopar gözyaşını ilmik ilmik ser,

sularında tüm hüznünü uyut.

gönlüm bir kadeh daha içmeden

gözündeki nemi sinemde kurut.


ah bu ayrılıklarda dahi kavi kalmalısın,

içindeki kuşu kelebeği kaybetme.

gülmek peşi sıra dudağına takılsın,

istemem ki ne alabora ol ne virane.