dökemediğim aynamın sanrısı,
yazı tezgahımın yarı sönük lambasısın.
güzellik tarifisin feylesofların.
zamanın benimle aynı diliminde,
mesafelerce uzak diyarındasın.
bensiz her lokmasını yut yediğinin,
buğday saçlarını güneşte kurut
ve örgü hırkalarla sarıl karanfilim,
serinliğinde üşüme nefeslerin.
beslediğin ümitlerle bekle beni,
yüreğim buket dolmuş geleceğim.
mutlu günlerini hatrında tut.
kopar gözyaşını ilmik ilmik ser,
sularında tüm hüznünü uyut.
gönlüm bir kadeh daha içmeden
gözündeki nemi sinemde kurut.
ah bu ayrılıklarda dahi kavi kalmalısın,
içindeki kuşu kelebeği kaybetme.
gülmek peşi sıra dudağına takılsın,
istemem ki ne alabora ol ne virane.
Berk Bekin
2020-08-12T19:21:28+03:00Kendi tarzımı oluşturabildiğim konusundaki ilk eleştiriyi senden aldım dostum, bu beni çok mutlu etti, teşekkür ederim. Kelimelerin örüntüsüyle oynamam gerekiyor bazı yerlerde haklısın ben de tekrar tekrar okuduktan sonra fark ediyorum. Eleştiri için de teşekkürler😊
Berk Bekin
2020-08-11T03:17:53+03:00Eleştiri için teşekkürler üstad haklısın, benim için şiirdeki en zor kısım ahenk oluşturmak. Musikiye önem veriyorum bu yüzden son zamanlarda ahenk konusunda daha dikkatliyim. Bu eskiden yazdığım şiirlerden biri, kronolojik sıralama yok paylaşımlarımda
Muhammed Dalpalta
2020-08-11T01:14:15+03:00Yine yoğun ve güzel bir şiir yazmışsın. Sadece ahenk konusunda zayıf buldum. Şiirin şarkısına eşlik etmem üçüncü kısımda mümkün oldu. Kalemine sağlık.