Henüz genç miydi düşüncelerim bilmiyorum

Werther kadar genç olmadığından mı acılarım

Ben bu düşünceler için fazla yorgunum

Yorgunum ve göz altımdaki halkalar, 

görüş açımı tehdit ediyor uzunca bir süredir

Soğuk oluyorlar hep bu iklimde 

Aslını düşünmek pek de istemediğim bir şeydir  

İnsan böyle zamanlarda hangi çiçeği koklar

İnsan kendini tutucu düşüncelerden hangi nedenle sakınır? 

O kapıdan çıkarken hangi şarkı açıktı? 

Hangi gazeteyi okuyordu balkondaki kadın?

İçtiği sigarasının piposu var mıydı erguvan ağacının altında dinlenen adamın?

Aralanan gözlerimle bakıyorum 

Bakıyorum ve beni ilgilendirmeyen meselelerden birkaçı hepsi 

Kaçıyorum düşüncelerimden kaldım yolun ortasında, 

Çok daha gerisinde zamanın 

Zaman sanki o günlerden ibaret, takvim yaprakları belirsiz 

ve saatin sesini işitemiyorum 

Zaman sanki artık o anlarda ilerliyor 

Artık her gün ayın 21’i gibi

Aynı mütessirlik içimde 

Ah tanrım! 

Çoğunlukla esir düşürüyorsun beni o güne 

çünkü garip bi devinim halindeyim 

ve sürükleniyorum bir ışık hüsmesinin çevresinde

Samanyolu palavralarından değil 

Bu monotonlukta tüm bunlara halim yokken 

dahi devasa bi kuvvetle o günün boşluğunda kaybolmamı sağlıyorsun

Tanrım biliyor musun, 

kan akışımı dahi hissettim damarlarımda o gün

Görüyorsun ki türlü fizyolojik münasebetleri

aynı yerde noktalıyorum 

ama şu kafamın içindeki sesleri susturamadığın her gün 

bu münasebetleri daha da ilerletiyorum.