havada kasvet
delikleri kapalı duvarlar
öğlen vakti bir merdiven
İzmir’in merdivenli yollarında
semahi heykel altında
sapak sokaklarda
yıllar evvel
temeli kazılmış
demirleri dikilmiş
tuğlaları dizilmiş
harçları karılmış
perdeleri, kapalı kapıları
8-12 duvarlı evler
lastiklerin fazla döndüğü
lokantalarla
bakkallarla dolu bir sokakta
inip otobüsten
göğe baktı adam
“ha yağdı
ha yağacak.”
girip sokağa
daldı gözünden geçen güneşlere
bir nefes, bir yudum
-garson
-?
-tazele.
nasıl kesilirse parmağın bir ucu
nasıl bilenirse bir kalem
nasıl öterse bir trenin düdüğü
öyle yürüdü
göğe baktı
“eli kulağında.”
bir suya bastı
bir paçası ıslandı
küfür savurdu
tövbe etti
adam tövbe ederdi
her küfürden sonra
yürüdü
yürüdü
kasım ayında
bir perşembe günü
bir öğleden sonra
göğe baktı
“hadi yağ gayrı.”
deniz görünmez buradan
merdiveni insen de
çıksan da
ama yine de deniz kokusu alıyordu
yürüdükçe kokusu arttı denizin
bir kedi göründü gözüne kara
saçını tuttu adam
göğe baktı
kasvet
kuşlar uğur getirir
kara minik kedilere
birebir
yürüdü
yürüdü bir trene binmişti belki
biraz sonra yanlış trende göründü
ölümdü doğa ölüm
ölümdü amacı günlerin
inerken bir yokuştan
soldan girdi bir eve
çıkarttı ayakkabılarını
çaldı kapıyı
açılmadan göğe baktı
“kararmış mı ipekler?”
içeri girdi
toprak ıslaktı halılar üstünde
-garson
-?
-tazele.
üçlü koltukta bir çocuk
teklide bir adam
teklemiş başka bir tane
hatta onlarca adam
ve yüz binlerce kadın
“toprak ıslak burada
ha yağdı
ha yağacak.”
çantasını, montunu, şapkasını, benliğini, gözyaşlarını
bıraktı içeri
ışıklar açık değil sanırım
yahut gözleriniz
bu karanlığın mimarı
başka bir duvar deliği
ak pak bir kütle
(göğsü olacak burası)
kara saplı bir bıçak
yan mı dik mi?
kan mı var ucunda?
göğüne baktı
“orada toprak ıslak
burada gök kurak
dört duvarından kurtulmuş
o nefs
gök kurak
ha yağdı
ha yağacak.”
artmış deniz kokusu
hat safhada
anlamış adam koku değil
bir gerçek dört harfli
böyle mi dururdu böyle günlerde
yedi gün beklediği bir kütlenin
başında bir meleğin
iki kez sıktığı o parfümün kokusu
hıçkırıklar başladı yan odada
aşkı anımsadı adam
yeri miydi?
ne fark eder
-garson
-?
-tazele.
en hakikisini görüyordu, sanıyordu
aşkı anımsadı adam
kırmızı kandır
beyazdır aşkın rengi
ölümler anımsatır bize aşkı
biz aşkı yalnız ölülerde görürüz
kapı açıldı erkekler girdi içeri
“vakit geldi
en alasından
gök gürledi
gök kurak
içeride toprak ıslak
iniltiler hızlanıyor mu
vakit geldi
gideceğiz gayrı
gök kurak
ha yağdı
ha yağacak.”
oturmuş adam izliyordu
önce bıçağı kaldırdılar
(ayın kaçıydı?)
tabutuna koydular
üzerine bir bez
pranga yeşili
(saat kaç, vakit mi?)
sağlı sollu çıkarıldı
tahta oda kapıdan
“ve yağmur
gitgide artan bir hiddetle
yağmaya başladı
kurtulmuş bir nefsin ardından”
sağlı sollu omuzlandı
yokuştan inildi
mabedin bahçesinde
koyuldu teneşir üzerine
ıslaktı mermerler
simsiyahtı herkes
ak bir kütlenin önünde
şemsiyeler kapatılıp kaldırıldı
“nasıl bilirdiniz
elbet vardır
tasınıza bir kaşık
çorba koymuşluğu
cebinize harçlık
yüzünüze tebessüm
vermişliği
o evde toprak
burada mermerler ıslak
o evde gök kurak
burada çınarlar ıslak
gebedir bu ölümler
yağacak berekete
burada çınarlar ıslak
gök kurak
ha yağdı
ha yağacak.”
el bağladılar namazını kıldılar
çivileri oynadı
tabut gıcırdadı korktular
deliydi bu adamlar
insanı bırakıp
güllerden korkarlar
(insan insanı öldürünce kendinde
böyle bir çukura atar mı?)
indirdiler tabutu çukura
tekbirler getirildi
hıçkırıklar getirildi
yağmurlar getirildi
çamurlaşmış toprak
avuç avuç atıldı
“toprak ıslak
gök ıslak
göz ıslak
gönül ıslak
vakit geldi geçti
eşarplı kadınlar
kaldı başında
yükseldi nidalar
bir ölüye bir ağıt
bir martıya bir ağıt
bir menekşeye bir ağıt
bir zakkuma başka bir
gittiler
yıkadılar
taşıdılar
-nasıldır dediler
-bilmeyiz gönlünü dedik
el bağladık namazına
korktular
taşıdılar
çukuruna bırakıp
avuç avuç toprakladılar
çamurlara bata çıka
çıktılar kabristandan
toprak ıslak
gök ıslak
göz ıslak
hazır olun dostlar
fazla dayanmaz
bu dünya
ha yağdı
ha yağacak.”
kasım ayında
bir perşembe günü
bir öğleden sonra
yürüdü adam
yürüdü
göğe baktı
“yağdı.”
Sena Türkmen
2020-08-21T21:16:36+03:00Etkileyici ve çok özgün buldum. Kaleminize sağlık...