Boşlukta var olmaya çalışan ben, varlıkta yok olmaya çalışan ben. Ötekileştirdim kendimi bu toplumdan. Ne sempatim kaldı ne de vicdanım. Sanki kanım donmuş fakat halen akıyor bu insanlara karşı. İçimde bir nefret baskısı, ittikçe geri tepiyor ve eziyor beni, kalkamıyorum altından. Beni var eden bu topluma geri bağlanmak istediğimi bile sanmıyorum fakat insan doğduğu toplumu nasıl ebediyen terk edebilir ki? Bir evladın, annesi ne yapmış olursa olsun onunla bağını koparamadığı gibi nasıl bağlarını kesip atabilir?
Nasıl kendini yontmasında aracı olan bunca yargıyı ve tabuyu geride bırakabilir? Eleştirdiği onca şeyi nasıl değiştirmeye uğraşmadan, arkasına bile bakmadan terk edebilir?
Ali Özdemir
2021-11-02T08:02:32+03:00Teşekkür ediyorum hepinize.
eylül hür
2021-11-01T14:53:27+03:00öyle güzel açıklamışsınız ki içimdeki beni,kaleminize sağlık
Özgül Butav
2021-11-01T09:42:44+03:00Bağlı olmanın acısı savrulmanın acısıyla kıyaslanacak hep. Bu iki ucun arasında gidip gelirken ortalama insan olmamak için çabalamak zorunda kalacağız bir de. Bu sorulara umutlu cevaplar verebilsek keşke :) Kaleminize sağlık
Mısra Ergök
2021-11-01T07:59:10+03:00Diyalektiğin sancısını yaşamışsınız…
Hayat…