Yalnızlığım, dünya denilen bir sahne içerisinde yapmacık rollere büründürülmeye çalışılan yığınla insanların arasında, onlar gibi olmaya zorlanan bir mahlûkat gibi hissettiriyor. Düşünmeye başladığımdan beri kalabalıkların içerisinde hep yalnızım. Yalnızlık bile kendisini yalnız olarak hissedemeyecek bir kavram olarak var oluyor iken; Var olan benliğim anlamsızlıklar içerisinde varlığımı bir bir eksilterek yok etmiyor muydu anlamsızlıkları anlamlı ederken?