kimi gökleri düşler
başını kaldırıp
kimi kucaklar yağmurları
kiminin hasreti güneşe
kimi henüz doğmamış bile
eli bir kalbin sıcaklığında yanmamış
bense yanılmışım
yıldızlı rüyalar görüp
kabuslara uyanmışım
zaman akıp gitmiş
eskimiş şiirler, bitmiş şaraplar
geçiyor bu günler de bilirim
lakin ömürden alıp gidiyor azizim
ürpertiyor beni bu zamanın hızı
kayboluyor, eksiliyor, azalıyorum
karşımda hep aynı yığın
aynı gün, aynı saat, aynı sıcak
birkaç anıya koca bir ömür sığar desem inanır mıydın
bilirim inanırdın
bir şehir sever bin şiir düşer dilinden
biraz yeşilinden, biraz mavisinden
sarıya boyalı göklerinden esinlenir
farketmezsin siyahlar kaplar ruhunu
kimi sever siyahı
karanlığı düşler
kapısında yatar yalnızlığın
bense yanılmışım
yeşili sevmiş siyaha bulanmışım
nefes nefese koştururken saçlarım beyazlamış
henüz vakit erken sanmışım
gece çökmüş çoktan
artık bulutlar dahi yoklar
kalbinin ritimlerini
onu bıraktığın avuçlar belirler
birini sevecek cesareti vardır hâlâ
üçte ikisi sularla kaplı bu dünyanın
çöllerinde dolaşır durur yalnızca
gözleri bir gülüşe takılı
bir sevda yangını