İki ileri, bir geri değil mi zaten hayat, diyorsun. Evet yavaş, kayıp zaman çok ama bir o kadar temkinli sayılmaz mı sence de?


Bazen siyah, bazen de beyaz gördüklerin bu yolda biliyorum. Bu kayıp renklerine inat yüreğinde yeşerttiğin çiçeklerden haberim yok anlamına da gelmiyor tabii ki. Uzaktan uzağa izliyorum seni. Bazen yalnız, bazen kalabalıklardan yorulmuş olduğunu görebiliyorum. Bir tutsak oluyor kalbin bir alabildiğine özgür... Gelgitlerin var, herkes gibi, bir anda gidip de dönmeyişlerin. Uzak kaldıkça özgürleştiğin insanlar da var, birlikte yaptığın her işten zevk aldıkların da...

Hiçbir yere hiç kimseye yetişeceğin yok ki, kendine geç kaldıktan sonra. Yüzündeki çizgiler gözlerindeki o yorgun ifade, tümüyle yaşanmışlıkların... Göz kenarlarındaki her bir çizginin bir anlamı var. Büyüdün... Sigarayı daha bir derin çekiyor, kahveni çok sıcak içiyorsun artık... İyi demlenmiş bir çayı ayırt bile edemezken şimdi bu çay bayat diyebiliyorsun... En önemlisi eğri oturup doğru düşünebiliyorsun öyle değil mi?

Kimseye güvenmemeyi bile öğrendin. Çocuk yaşlarında basite aldığın mevzuların ağırlığını, canını sıkan olayların ne denli önemsiz olduğunu geri dönülmez bir zaman dilimindeyken anlıyorsun. Artık her gece, bugün birilerinin gülmesine sebep oldum mu ya da kırdığım bir kalp var mı, diye muhakeme yapabiliyorsun. Günahını, sevabını kimseye yük etmeden kendini eleştirmekten çekinmiyorsun mesela... Şimdi yitirdiğin renklere bir bak derim ben.

Zaman her şeyin ilacı hikayesi var ya, o her durumda doğru değil bence... Tıpkı sabrın sonunun her zaman selamet olmadığı gibi... Zamana bırakmak, kendine geç kalmakla eş değer aslında. Zamanla kaybettiklerinin kazançlarının başı olduğunu sanıyorsun, görmezden geldiğin renklere aldırmadan. Öyle değil mi? Halbuki bir daha asla elde edemeyeceklerin onlar. Zamanla düzelir, zamanla geçer, zamanla unutulur vs... Hayır. Geç kalmak istemiyorsan hemen yap. Zamanın akıp gitmesine, gelmeyecekleri bekletmesine izin verme. Özür dile. Sevdiğini söyle. İstiyorum ya da istemiyorum de. Her zaman sen konuşma, duyabilmek için dinle. Gecikme daha fazla. Erteleme...