Serin ve tutkun bir mayıs akşamüstü,

Yağmur altında ben ve sigara tüstüsü*.

Gökten inen damlaların sesleriyle,

Rahatlıyorum, ölüm bunun bir üstüdür.


Yağmurla harman olmuş toprak kokusu,

Ölmek kolay, içimde yaşamak korkusu.

Esen hafif rüzgar ruhumu okşarken,

Ben ve kader arasında, ölüm-kalım sorgusu.


Taşıdıklarından yorgun düşmüş bedenim,

Durmadan çalışıyorum, olmadan nedenim.

Kuşlar yağmuru beklemiyordu, biraz panik oldular,

Oturduk, onları dinliyoruz, ben ve kederim.


Yavaş yavaş hava kararıyor, güneş yitiyor,

Pişmanlıkla dolu bir gün daha böyle bitiyor.

Yarın yine aynı şeyler ve yine aynı son,

Böyle böyle, hissetmeden ömür sona yetiyor.


Sigaranın son tüstüsü, kederli ve umut verici,

Bitti artık, önemli olan geçti, lazım değil gerisi

Son netice, üzgün ben karanlıkta oturmuş,

Bu ayaklar naşı* idi, her yanlışı doğru bilip yürüdü.


*Tüstü (aze. türkçesinde) -Duman

*Naşı -Tecrübesiz