Güzel olan kelebek değildi. Onun kanatlarıydı. Kendisini göğe taşıyan, süzülmesini sağlayan kanatlardı. Herkes kelebeklere hayran kaldı. Uğur böceklerine yanaştı. İyi şansı sadece kanatları güzel olan mı taşırdı?


Koluma bir kelebek kondu yıllar önce. Çığlık atıp annemi çağırdığımı hatırlıyorum. Kolumu tüm gücümle silkelediğimde annemin yardıma koşacak bir şeyi kalmamıştı zaten. Çünkü çoktan benden korkup kaçmıştı. Başta da beni pek sevdiği söylenemezdi açıkçası, sadece ışığın peşindeydi. Kendince sönük ampul ışığını güneş zannediyordu, ona uçuyordu. Işık yerine bana konmuştu.

Onu ışık zanneden bir kelebeğe nasıl kızabilir insan? Ben kızdım. Sebebi çocuk olmam değildi. Kelebek güzel bir yaratık değildi. Mesele kanatlarını açıp uçmaksa kuşlara düşkündüm ben. Onların peşinde koşardım. Kelebeklerin peşinde koşan kimse onların yüzünü görmüş müydü? Çirkin böceklerden tek farkı renkli kanatlarıydı. Bu onu çekici yapmamalıydı.


...


Bir kelebek geçiyor gözlerimin önünden. Hayal edip etmediğimi anlayamıyorum. Birkaç yıldır bu kadar yakınımdan böyle bir kelebek geçmedi çünkü. Yürümeye devam ediyorum ve bir kelebek daha. Hayal falan değil. En az zihnim kadar gerçek. Capcanlı turuncu kanatlarının üzerinde siyah benekler var. Bir dakikalığına yürüdüğüm yolda duruyorum ve kelebeği izlemeye koyuluyorum. Birkaç saniye içinde izlediğimin kelebek değil kelebekler olduğunu anlıyorum. Sanki oyunlar oynuyorlar. Birbirlerinin etrafında dans ediyorlar. Hayatımda hiç bu kadar kelebeği bir arada görmedim. Kenara çekilip oturacak bir yer buluyorum ve bu defa daha dikkatli izliyorum onları. Ara sıra beni de oyunlarına katmak istercesine etrafımda süzülüyorlar. Kelebekler tarafından kabul görmek güzel bir his. Bir insanın renkli kelebeklerin etrafında olmak istemesi normal ancak renkli bir kelebeğin bir insanın etrafında olmaya çalışması pek alışıldık değil. Geçmiş yıllarımı hatırlıyorum. Işığa uçmaya çalışırken bana konan kelebeklerden ne kadar korktuğumu. Şaşırıyorum, o günlerden ziyade bugüne, çünkü şuan kalbimde hiç korku yok. İçimde neşe ve özgürlük kol kola girmiş sekerken, kelebekler tarafından bu kadar sevilmeyi hak edecek ne yaptığımı düşünüyorum. Hiç. Hatta yıllarca nefret ettim kendilerinden.

Bir insan etrafında dolaşan bir güzellikten, bir parçası çirkin diye neden nefret eder? O güzelliği kıskandığı için mi? Kendini o güzelliğe layık görmediği için mi? Bilmiyorum.

Bir kelebek üzerimden geçince onu takip etmek için başımı kaldırıyorum. Kelebeklerin biraz yukarısında kırlangıçlar uçuyor. Gülümsediğimi hissedebiliyorum. Bir şiirin içindeyim. Aynı anda hem huzur hem coşku doluyum. Bugün güzel bir gün.

Bugün kelebekleri sevmeye karar verdim, neredeyse kırlangıçlar kadar.